Bildirimler
Tümünü temizle

Ahmet Çavuş'a Ağıt

(@benkral)
Üye Admin

Atına atlamış aşmış gediği
Başına gelmiş de düşte gördüğü
Körpe kuzuların ağlaşır durur
Eteğine koydum yemez hediği

Tökezledi atım kalktı yekindi
Al kanlarım boz yazıya döküldü
Hayının kurşunu ok gibi süner
Yaram çok derinden belim büküldü

Ahmet'in giydiği ketenden gömlek
Mevlam nasip değil geriye gelmek
Sana diyom sana emmimin oğlu
Kaderde var imiş el için ölmek

Ot bürümüş bağımızı tırmanı
Niye döktün bu sene çıkan harmanı
Boşa mı besledin hey yiğit yarim
Altındaki atıyın yoğumuş dermanı

Söykenin yüzünde uzanmış yatmış
Kara bıyıkları al kana batmış
Çağırdım çağırdım hiç ses vermiyor
Dört tane yavruyu kime bırakmış

 

Türkünün Hikayesi

1932 yılında Mucur'a bağlı Babur köyünü bir grup eşkıya basmıştır. O sıra köyde bunlara karşı koyacak bir kimse bulunmamaktadır. Bundan yararlanan eşkıya, köyün muhtarının dillere destan iki küheylan atını alıp oradan uzaklaşırlar. Baburlular Kepez köyüne haber ulaştırırlar. Atlarına atlayan Halil İbrahim Ay (Halibâm Kâ) ile Ahmet Çavuş, (Yıldız) eşkıyanın peşine düşerler. Mucur mahallesi Acıöz yakınlarındaki Kızıldağ mevkiinde ağır ağır yollarına devam eden eşkıyalara yaklaşırlar ve eşkıyalardan gaspettikleri atları bırakmalarını söylerler. İki taraf silâhlarına davranır, çıkan çatışmada Halibâm Kâ'nın silâhından çıkan kurşun eşkıyadan birini öldürür. Eşkıyalar hep birden Halibâm Kâ ile Hasan Çavuş'un peşine düşüp üzerlerine kurşun yağdırmaya başlarlar. Halibâm Kâ, atını mahmuzlar ve şimdiki Babur köprüsünün alt tarafındaki Kanlı Göl mevkiinde akan Acıöz deresini atıyla atlar, karşı tarafa geçer, kurtulur. Halibâm Kâ'yı kovalayan eşkıyalardan biri arkasından şöyle seslenir. "Karaoğlan sen yat kalk, altındaki atına dua et! O at seni ölümden kurtardı." Arkadaşı Ahmet Çavuş'u eşkıyalar kıstırır, atının üzerinde vurup öldürürler. Eşkıyalar, ölen kendi adamlarını atın eyerine bağlayarak olay yerinden uzaklaşırlar. Babur'dan çalınan iki at, Kepez köyünden Ahmet Çavuş'un ölümüne sebep olmuş, yetim kalan dört çocuğu ile dul kalan ailesi arkasından günlerce yas tutmuş, ağıtlar yakmıştır. Atına atlamış aşmış gediği Başına gelmiş de düşte gördüğü Körpe kuzuların ağlaşır durur Eteğine koydum yemez hediği Tökezledi atım kalktı yekindi Al kanlarım boz yazıya döküldü Hayının kurşunu ok gibi süner Yaram çok derinden belim büküldü Ahmet'in giydiği ketenden gömlek Mevlam nasip değil geriye gelmek Sana diyom sana emmimin oğlu Kaderde var imiş el için ölmek Ot bürümüş bağımızı tırmanı Niye döktün bu sene çıkan harmanı Boşa mı besledin hey yiğit yarim Altındaki atıyın yoğumuş dermanı Söykenin yüzünde uzanmış yatmış Kara bıyıkları al kana batmış Çağırdım çağırdım hiç ses vermiyor Dört tane yavruyu kime bırakmış Kaynak: Derleyen, Mahmut Ay, Kırşehir, Mucur, Kepez Köyü, 1955 Doğ. Yüksek Okul; Hatice Ateş, Kırşehir, Mucur, Kepez Köyü, 1934 Doğ. İlkokul; Nuri Koksal, Kırşehir, Mucur, Yeniköy (Çömelek), 1331-1966; Öyküleriyle Kırşehir Türküleri, Destanları, Ağıtları - Baki Yaşa Altınok, Oba Yayıncılık, Mayıs - 2003, Ankara, s.329-330

 

Kaynak Kişi:
Hatice Ateş
Alıntı
Konu başlatıcı Gönderildi : 25/12/2023 3:37 pm
Konu Etiketleri
Paylaş:
Başa dön tuşu
error: Content is protected !!